Mevsim Dengesizliği: Bedenin ve Ruhun Sessiz Çığlığı
Yazan: Baran Ekin
Son yıllarda iklimlerin dili bozuldu sanki. Bir sabah güneşle uyanıyoruz, ertesi gün aniden bastıran yağmurla serinliyoruz. Hatta bazen aynı gün içinde yazı ve sonbaharı bir arada yaşıyoruz. Bu mevsim karmaşası yalnızca doğayı değil, insan bedenini ve ruhunu da derinden etkiliyor.
Sürekli değişen hava koşulları bağışıklık sistemini zorluyor. Vücudumuz bir ısınıp bir üşürken metabolizma dengesini korumakta zorlanıyor. Üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik tepkiler, migren atakları ve halsizlik gibi şikâyetler bu dönemde artış gösteriyor. Fakat asıl mesele yalnızca fiziksel değil: Ruhsal dengemiz de bu iniş çıkışlardan payını alıyor.
Bir gün enerji dolu hissederken, ertesi gün hiçbir şey yapmak istemeyen bir ruh haline bürünebiliyoruz. Uyku düzenimiz bozuluyor, odaklanmak zorlaşıyor, hatta duygusal dalgalanmalar daha görünür hale geliyor. Bu değişkenlik, özellikle yoğun tempoda çalışanlar ya da sağlık sorunlarıyla mücadele eden bireyler için daha yıpratıcı hale geliyor.
Peki ne yapmalı?
İlk adım farkındalık. Bu dönemin geçici olduğunu bilmek ve bedenin sinyallerini ciddiye almak önemli. Düzenli beslenmek, yeterli su içmek, uykuya dikkat etmek ve mümkünse açık havada kısa yürüyüşler yapmak hem fiziksel hem de ruhsal açıdan dengeleyici olacaktır. Gerektiğinde takviye almak ya da bir uzmana danışmak da ihmal edilmemeli.
İklim artık bizim tanıdığımız iklim değil. Ama bu yeni düzene karşı bilinçli durmak, kendi sağlığımızı koruma sorumluluğunu elimize almak hâlâ bizim elimizde.
Unutmayalım; mevsimler karmaşıklaştıkça, bizim sadeleşmeye ihtiyacımız var.




